MARAŞ AÇILIMIYLA İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI
Mağusa İnisiyatifi, Maraş konusunun sadece mülkiyet ile ilgili bir sorun değil, aynı zamanda insani bir sorun olduğunun da bilincindedir.
On yıllardır mülklerini terk etmek zorunda bırakılan insanların yaşam alanı dikenli teller ile kesilirken, ‘askeri bölge’ ilan edilerek, sadece ordu ile ilişkili çok küçük bir azınlığın erişimine izin verilmiş, yasal mal ve mülk sahipleri ile kentin yerlileri olan Mağusalıların erişimi ise tamamen yasaklanmıştır. Kentte yaşayan insanlar savaşın acı mirası ile güne başlamak zorunda bırakılmış, acı travmaların günlük hayatın içine nüfuz etmesine olanak sağlanmıştır. Kapalı Maraş yıllardır koz olarak kullanılırken, komşu mahallelerdeki kent sakinleri ölü bir bölgenin karanlık geleceğiyle yan yana yaşayarak cezalandırılmaktadır.
Mağusa İnisiyatifi Kıbrıs’ta çözüm için Güven Yaratıcı Önlemlerin yoğunlaştırılmasına taraftır. Mağusa İnisiyatifi Maraş’ın iki toplumun kabul edeceği biçimde yerleşime açılmasını, kapalı bölgede bulunan mülklerin yasal sahiplerinin haklarına saygı duyulmasını ve Birleşmiş Milletler veya iki toplumun dahil olacağı bir komitenin gözetiminde geniş Mağusa bölgesinin birleşik tek bir kent haline gelmesini savunmaktadır. Maraş’ın imar ve iskana KKTC kontrolünde açılmasının ise toplumlararası ilişkilere zarar vereceğine ve ülkenin geleceğini tehlikeye atacağına inanmaktadır.
Bakanlar Kurulu sırasında sayın Kudret Özersay tarafından yapılan açıklama ve yerel basından edindiğimiz bilgiler ışığında, mevcut Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi süreci; Kuzey Kıbrıs yetkili mercilerini “Kapalı Maraş’ta envanter çalışmasına yönelik bir girişimde bulunma” kararı almaya itmiştir. Gözlemlendiği üzere, Özersay’ın BM Kararları ve Uluslararası Hukuk esaslarına bağlı kalınacağı doğrultusundaki söylemi gerekli hassasiyeti içermektedir.
Buna karşılık, sayın Ersin Tatar’ın Kıbrıs Türk İdaresinde bir açılım ve Las Vegas söylemi, doğalgaz üzerinden çekişmelerin yaşandığı ve iki devletlilik söyleminin tavan yaptığı bir konjonktürde Maraş’ın yeniden bir koza dönüştürüldüğü ve özellikle Maraş’ın yasal sahiplerinin olumlu beklenti ve duygularını istismar edecek etik dışı bir meydan okuyuşa işaret etmektedir.
Mağusa İnisiyatifi açısından uzmanların kapalı Maraş’a girmesi Maraş’ın bir Güven Yaratıcı Adıma dönüşmesi için önemlidir. Ancak yapılan açıklamalarda belli başlı muğlaklıklar yer almaktadır. Gerçekleştirilecek bir açılımın adanın barış içinde bir geleceğe sahip olması için aşağıdaki dört unsuru barındırması son derece önemlidir:
- Atılacak hiçbir adımın ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı ile çelişmemesi gerekmektedir.
- Bölgeye girecek çalışma ekibi her iki toplumu temsil etmeli ve Mağusa ve Maraş’ın bütüncül düşünülmesi yönünde halen çalışmalar yürüten uzmanlar ile birlikte dünyaca tanınmış uluslararası uzmanların da katılması ile oluşturulmalıdır.
- Tamamlanacak olan envanter çalışması şeffaf ve kamuoyunun erişimine açık olmalıdır.
- Özellikle mülkiyet ile ilgili hakları gasp edilenlerin fikir, düşünce ve rızaları sürecin başından itibaren dikkate alınarak, Maraş konusunda yeni hak ihlalleri yaratılmamalıdır.
Mağusa İnisiyatifi, Meclis ve kabine içinde bu konudaki farklı seslerin varlığını da gözlemlemektedir. Gerçekçi olmayan, mülkiyet hakları gasp edilenlerin arzularını barındırmayan ve uluslararası hukuka aykırılık barındıran söylem ve eylemlerin güven yaratmak yerine kriz yaratmaya sebep olacağı açıktır.
Tüm bu noktalar ışığında, uzmanların Maraş’ta envanter çalışması yapmasını önemsediğimizin altını çizer, ilgili makamların yukarıda vurgulanan dört nokta ve uluslararası hukuk prensipleri çerçevesinde adımlar atmasına yönelik beklentimizi yineleriz.
Okan Dağlı
Mağusa İnisiyatifi