Mağusa İnisiyatifi’nin Dışişleri Bakanları Özdil Nami ve Yannis Kasulidis ile yaptığı görüşmelerin konuşma notları…
İki tarafın Dışişleri Bakanları Özdil Nami ile 22/10/13 ve Kasulidis ile 24/10/13 tarihlerinde Mağusa İnisiyatifi olarak görüşmeler gerçekleştirdik.
Özdil Nami ile Okan Dağlı, Mertkan Hamit, Mustafa Öngün, Ersan Dağlı ve Cemal Mert buluşurken, Kasulidis’i Okan Dağlı, Serdar Atai, Mertkan Hamit ve Mustafa Öngün ile ziyaret ettik. İki toplantı da Dışişleri bakanlıklıklarında oldu. Basına kapalı olan toplantılarda konuşma notlarımız aşağıdadır.
Görüşme Özetleri
- Özdil Nami
- Temel olarak Maraş konusunun hala daha bütünlüklü çözümün parçası olarak görülmesi gerektiğini söyledi.
- Özellikle TC’deki seçim sürecinin başlamasından önce Kıbrıs’ta bir çözümün mümkün olabilecek biçimde gerçekleşmesi talebinden ötürü Mart ayında çözümü telafuz ettiğini açıkladı. (TC’de Mart itibariyle Yerel, Cumhurbaşkanlığı ve Genel seçim olmak üzere üç seçimin startı var bu süreçten önce Türkiye’nin Kıbrıs konusunda birşeyler yapacağı beklentisi var.)
- Mart ayına kadar bütünlüklü çözüme yönelik olan istence odaklanılması gerektiğini, sürecin başarısızlığa ya da herhangi bir tren kazası olması durumunda ise bir takım yakınlaşma sağlayacak önerileri düşünebileceklerini belirtti.
- Mavroyannis ile birçok konuda görüştüklerini, Hristofiyasla anlaşılan birçok konu olduğunu, bunları çöpe atmadan devam edilmesi gerektiğini, birçok konuda hem fikir olsalar dahi, işlerin kimi zaman Anastasidis’de tıkandığını belirtti.
- Kendi açısından hedefinin adada çözüm olduğunu ama Güneyin tutumunun yeteri kadar yapıcı olmadığını, bu yüzden de ortak bir bildiride anlaşma yaşamakta zorluk çektiklerini söyledi.
- Rum tarafının birçok konuda “recognition by implication” konusunda son derece hassas olduğunu ve bu yüzden birçok konuda ilerleme kaydedilmesinde oldukça sancı çekildiğini söyledi.
- Kapsamlı çözüm için fırsat olduğunu, şartların olgunlaştığını söyledi.
- Maraş’ın açılması durumunda Kıbrıs Cumhuriyeti hukukunun geçerli olmasının Kıbrıslı mühendislere dahi iş olanağı sağlayamayacağını çünkü meslek gruplarının tanınmasında dahi sorunlar olacağını bu yüzden konunun çok zor olduğunu, bununla birlikte şartlar bu derece olgunken enerjiyi Mağusa/Maraş formülü yerine kapsamlı çözüme harcamanın teknik olarak daha kolay olduğunu belirtti.
- Yannis Kasulidis
- Maraş konusunun, olası bir referandumda evet çıkması için, özellikle Kıbrıs Rum tarafında, ortada olması gerektiğini ve bir an önce adım atılması gerektiğini söyledi.
- Maraş’ın açılmasını ve Kıbrıslı Türklerin dünyayla direk ticaretini gerekirse toplu bir biçimde ele alıp izolasyonların ortadan kallkmasını, Türkiye’nin AB Müzakere başlıklarının açılmasının da sağlanabileceğini söyledi. Başka bir deyişle Maraş üzerinden Kıbrıs Rum Tarafı, Kıbrıs Türk Tarafı ve Türkiye’nin dahil olduğu bu süreçte WIN – WIN – WIN durumunun yaratılabileceğini söyledi.
- Bu açılımlarla tatmin olup çözüm istememek için ne Maraş ne de Kıbrıslı Türkler için doğrudan ticaret yeterlidir. Tam tersine bunları sorunun çözülmesi için harcanacak çabaları kolaylaştıracak bir faktör olarak görmektedir. Aynı zamanda, güven artırıcı önlemleri müzakerelerden farklı bir rayda ilerlemesini ve yeterince olgunlaştıkları zaman liderlerin son kararı verilebilmesi için müzakere masasına katılmasını talep ediyor.
- Kıbrıslı Türk mühendislerin, Kıbrıslı Türk müteahhitlerin, Kıbrıslı Türk işçilerin, Kıbrıslı Rumlarla birlikte Maraş’ın yeniden inşasında rol almalarını garanti etmeye hazır olduklarını ve bunun her iki toplum için olağanüstü bir ekonomik hareketlilik getireceğini ifade etti.
- Maraş’ın açılması ile ilgili ekonomik kaynak yaratılmasının sadece Maraş’a değil Mağusa Suriçi ve limanını da kapsayacak bir biçimde yapılmasının daha sağlıklı olduğunu düşündüğünü belirtti.
- Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyetini çözüme yönelik niyeti konusunda test ettiğini ve umut ettikleri gibi bu testi geçtiklerine inandığını söyledi.
- Benzeri bir biçimde TC’nin Maraş konusunda açılımlara hazır olduğunu, ama Kıbrıs Türk tarafının ayak sürüdüğünü düşündüğünü söyledi. Bunu Füle ile yapılan temasların ardından doğruladığını da belirtti.
- Maraş ile ilgili olarak Galanos ve Oktay Kayalp’ın da cesaretlendirilmeleri gerektiğini düşündüğünü belirtti.
- Kapsamlı çözüm için kısa dönemde özellikle Ertuğ ve Eroğlu nedeniyle, bir şey başarılamayacağını, fakat Maraş konusu için zamanın geldiğini, Maraş konusunun umutları artırarak, çözüme yönelik inancı ve politik zemini yaratacağını belirtti.
- Amerika’nın süreçte çok niyetli olduğunu fakat Downer’in süreci baltalamaya yönelik girişimleri olduğunu açık bir biçimde belirtti. Özellikle taraflar arasında kimseyi tatmin etmeyecek yorumlar yaparak sürecin kapsamlı çözüm müzakereleri dışına çıkmasını engellemeye çalıştığını iddia etti.
- Türkiye’nin Çözüm ve Maraş/Mağusa konusunda kapalı olmadığını, konuşmaya ve tartışmaya açık olduğunu, Bütünlüklü Çözüm konusundan ziyade diğer konuların konuşulmasında daha çok Kıbrıs Türk tarafının katı olduğu ifade etti.
- Tüm meslek gruplarının Maraş’ın açılması durumunda aktif olarak sürece dahil olabilmesi için gerekenin yapılacağını, hatta böyle bir durumda Kıbrıslı Türk sermaye, mühendis ve işçilerinin istihdam ve iş alanlarında pozitif haklara sahip olarak Maraş’ın yeniden yapılanma sürecinde maddi ve teknik olarak dahil olmasının sağlanması gerektiğini söyledi.