Cumhurbaşkanı Akıncı’nın sivil toplumla beraber gerçekleştirdiği ilk toplantı hakkında basın açıklaması

CB Sayın Mustafa Akıncı’nın 22.09.15 tarihinde sivil toplumla beraber gerçekleştirdiği ilk toplantısına Mağusa İnisiyatifi aktivistlerinden Serkan Tansel ve Sarem Özdemir de katılmıştır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı
Sivil Toplumla Diyalog ve İşbirliği Toplantısı (1)

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın bu toplantıda yaptığı konuşma aşağıdaki gibi özetlenmiştir:
• Yapılan bu toplantının devamının olacağı, teknik komitelerdeki (11 adet) çalışmaların belli doygunluğa ulaşması ile birlikte ilgili alanlarda sivil toplum örgütleri ile görüş alış verişi yapılacağı belirtildi.
• Müzakere süreci yoğun bir şekilde liderler, müzakereciler ve teknik komiteler düzeyinde devam etmektedir. Müzakereciler 41 kez, teknik komiteler ise 89 kez toplanmıştır. Türk tarafı müzakerelerde 77-79 Doruk anlaşmalarını ve 11 Şubat 2011 tarihli Ortak Açıklama metni zeminlerinde yapılıyor. Mayıs 2016 yılında Güney Kıbrıs’ta yapılacak olan seçimler dolayısıyla önümüzdeki Kasım-Aralık-Ocak aylarında görüşmelerin daha da yoğunlaşması bekleniyor.
• Güven Yaratıcı Önlemler kapsamında ise elektrik ve mobil telefon sistemlerinin birleştirilmesi konusunda ise pürüzler olduğu ve bu konularda çalışmaların devam ettiği belirtildi. (CB yeni geçiş kapılarının açılması ve Kapalı Maraş konularında hiçbir açıklama yapmadı. Soru-cevap bölümünde bu konuda soru sormak istememize rağmen katılımının ve soruların yoğunluğundan dolayı soru sorma sırası gelmemiştir.)

Müzakere Başlıkları:
1. Yönetim ve Güç Paylaşımı:
Türk tarafı, iki toplum arasındaki siyasi eşitliğin korunması açısından Annan Planı’nda da var olan “Dönüşümlü Başkanlık” formülünü olmazsa olmaz olarak görüyor. Bu konuda henüz anlaşma sağlanmamasına rağmen bu konuda iyimser olunduğu belirtildi.
2. Avrupa Birliği:
Bu konuda ilerleme sağlandığı, önemli bir anlaşmazlık bulunmadığı belirtildi.
3. Ekonomi:
AB başlığında olduğu gibi bu konuda da ilerleme sağlandığı belirtildi.
4. Mülkiyet:
Bu konuda mülkiyet ile ilgili 22 farklı kategori saptandı. Henüz kriterler konusunda anlaşmaya varılmadı. Yeni devletin kurulması ile birlikte eşit sayıda Türk ve Rumlardan oluşan mülkiyet komisyonu bu kriterlere göre karar vereceği belirtildi. AHİM’in Demopoulous kararına vurgu yapılarak “mal sahibi”nin olduğu gibi şuan ki “kullanıcının” da hakkı olduğu belirtildi. Ayrıca 74’deki mal sahibinin mülkiyet hakkını; iade, tazminat, takas, alternatif mülk ve kısmi iade şeklinde kullanabileceği dile getirildi. Bazı kesimlerce belirtilen çözüm metodu olarak sunulan “Global Takas” metodunun uluslararası hukuka aykırı olduğu, dolayısıyla çözüm için bunun mümkün olmadığı belirtildi. iki kesimlilik açısından kuzeyde Türk tarafının nüfus ve mülk olarak sarih çoğunluğun olması gerektiğine vurgu yapıldı. BM Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin uluslararası finans kuruluşları ile görüşmeye başlamış olmasının olumlu bir gelişme olduğu belirtildi.
5. Toprak:
Toprak konusu Rum heyeti tarafından masaya getirmek istendi, fakat bu Türk heyeti tarafından kabul edilmedi. Bu konuda hiçbir görüşme yapılmadı.
6. Garantiler:
Garantiler konusunun en son görüşüleceğine karar verildi. Bu konunun görüşülebilmesi için öncelikle yeni devletin yapısının ortaya çıkması gerektiği belirtildi. Bu konu 5 taraf bir araya gelerek görüşüleceğine vurgu yapıldı. Son zamanlarda Yunanistan ve Birleşik Krallık’ın garantörlükten çıkmak istedikleri haberleri olduğuna dikkat çekildi.

Akıncı ayrıca aşağıdaki hususlara da değinmiştir:
1. Güç paylaşımı konusunda çok ciddi bir mesafe kaydettiklerini ancak dönüşümlü başkanlık konusunda bir yere varamadıklarını (Akıncı ümitli olduğunu belirtmekte ve kabul edileceğini öngörüyor)
2. Önce iki liderin anlaşmaya varacağı sonra eş zamanlı referandum yapılacağını
3. Çözümle ilgili görüşmelerin ayda 2 kez yapıldığını (Mayıs 2015’ten itibaren), Kasım 2015’ten itibaren daha yoğun görüşmelern olacağını
4. Doğu Akdeniz’in kan gölüne dönmüş olmasından dolayı, iki tarafın haklarını koruyan ve eşitliğini gözeten bir anlaşma olmasının çok önemli olduğu ayrıca bu bölgede bulunan enerji yataklarının da bu süreçte etkisi olduğunu
5. 41 yıldır bu topraklarda yaşayan göçmenlerin hiçbir şekilde gönderilmeyeceğini (ve buna Rum tarafının mutlaka alışacağını)
6. 28 Ekim’de adaya gelecek olan su projenin başarılı ve sürdürülebilir olmasının çok önemli olduğunu ve uzun vadede ülkeyi ileriye taşıyabileceğini
7. Mobil telefonlarda her iki tarafta da rahat konuşulabilmesi için sadece Güney’deki otoritelerin bir konuyu çözüme kavuşturmaları gerektiği
8. Bu tarz STÖ bilgilendirme toplantılarının mesleki bazda da ele alınabileceğine de vurguladı.