Derinya Kapısıyla ilgili görüşlerimiz…
İki lider tarafından uzun bir süre önce karara bağlanan ve teknik komitelerde onaylanan Mağusa – Derinya yolunun açılması konusunda bölgede şu ana kadar fiziki herhangi bir ilerleme gözlemleyemedik. İki toplumun da açılması konusunda irade beyan ettiği ve bu irade doğrultusunda iki liderin Sayın Akıncı ve Sayın Anastasiadis’in, karara bağladığı ve teknik komitelerce de onaylanmış olan geçiş noktalarının açılması konusunda siyasi makamlarca isteksizlik had safhadadır.
11 Şubat 2014’te liderler tarafından onaylanan Ortak Metin doğrultusunda Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için başlatılan müzakere sürecine paralel Güven Yaratıcı Önlemler’in de hayata geçirilmesine vurgu yapılmıştır. Ancak Eroğlu – Anastasidis döneminde ortaya konulan bu iradeye dönük bir çalışma yapılmamıştır. Anastasidis ve Akıncı arasında ise gerçekleştirilen ilk görüşme sonrasında bu konuda irade beyanı yapılmış ama şu ana kadar herhangi bir somut adım da atılamamıştır.
Karara bağlanan “mobil telefonların karşılıklı çalışmaya başlaması” “elektrik şebekelerinin birbirleriyle enterkonnekte olması” gibi adımların yanında özellikle her iki tarafta insan ilişkilerini olumlu yönde etkileyecek ve ekonomik/sosyal ve kültürel ilişkilere de olumlu yansıyacak olan geçiş noktalarının açılması noktasında Mağusa İnisiyatifi ve bölge halkı olarak hayal kırıklığımız devam etmektedir.
Özellikle Mağusa – Derinya geçiş noktası konusunda BM’nin de teyidi ile hiçbir sorunun kalmadığını, sadece geçişlerin açılması için hükümetlerce alt yapı sorununun bir an önce giderilmesinin beklendiği bir durumda, gelmiş geçmiş hükümetlerin geçiş noktaları konusundaki irade eksikliği ve sürekli olarak maddi imkansızlıkarı öne sürmesi düşündürücüdür.
Görüşme sürecinin olumlu bir havada devam ettiği bu günlerde sürece çok ciddi olumlu katkılar getirecek yeni geçiş noktalarının açılmasına karşı hükümetlerin bu duyarsızlığının veya iradesizliğinin altında yatan nedenleri bilemiyoruz.
Güven Yaratıcı Önlemlerin kararına varıp, uygulanamaması iki tarafı da ilgili başlıklarda öteleyici bir tavır almasına neden olmuştur. Bugüne kadar aldığımız bilgilere göre, cep telefonlarının çalışması konusunda “Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki ilgili düzenleyici kurumun bürokratik engeli” ortaya çıkmış, bu çözülememiş. Kapılar konusunda ise Kuzey Kıbrıs’ın ortaya çıkacak masraflara dair maddi problem, Avrupa Birliği yardımıyla çözülmek istenmiş ancak AB’nin kendi bürokrasisinde yavaşlamıştır.
Barış yaratmayı teknik bir süreçten insanların hayatlarına dokunacak bir hale getirme gücü olan açılımlar, bürokrasi, siyasi niyet, kapasite gibi engellere takılarak gerçekleşememiştir.
Derinya Kapısı için önceleri Kıbrıs Türk tarafı alternatif yollar üretmeye çalışsa da kapılarla ilgili Teknik Komite, geçen Eylül ayında yolun yüzyıllık güzergahı çerçevesinde açılmasını öngördü. Yıllar öncesinden beridir kullanılan ve halen BM’nin Mağusa’da güney/kuzey ulaşımı için kullandığı resmi yol olan Derinya Yolu’nun güneyde kalan 300 metresi hazır vaziyette açılma sürecini beklemektedir. Bu konuda Derinya Belediye Başkanı Andros Karagiannis ile temas edilmiş ve kendileri üzerlerine düşeni yaptığını söylemiştir. Kıbrıs Türk tarafı ise Belediye hudutlarımız içinde kalan ve Vahit Güneri Yolu olarak bilinen bu yolun dar olduğu ve 2.7 km’lik kısmın tarafımızdan asfaltlanmak suretiyle açılacağını ifade etti. Kıbrıs Türk tarafınca bu yolun asfalt, elektrik ve su alt yapısı için AB’den Mali Yardım Tüzüğü çerçevesinde 1.2 milyon para talep edildiğini ve bu paranın ilgili komitede onaylanıp komisyona iletileceğini söylediler. Tüm bu çalışmalar için de halen daha 5-6 ay arası bir süreye ihtiyaç duyulduğunu hep beraber basında da okuduk. Bunun dışında yine geçen gün basına yansıyan bir başka haberde yukarıda belirtilen rakamın dışında su, elektrik ve askerin belirttiği ihtiyaçlar için de yaklaşık 4.5 milyon TL’den bahsedilmektedir. Abartılmış, şişirilmiş ve rüşvet kokan bu rakamların inandırıcılığı yoktur. Geçişlerin başladığı 23 Nisan 2013’te akşamdan sabaha devreye konulan Ledra Palas ama özellikle Beyarmudu sınır kapısı aynen Derinya gibi kullanılan bir yolken ve bunun 1 gecede nasıl açıldığı aşikarken, şimdilerde sözde yıllar isteyen bir alt yapı çalışması gerekliliğinin mazeretini dinlemekten usandık ve yorulduk.
Kıbrıs Türk tarafının Derinya yolunun kendi üzerine düşen kısmını bir an önce düzenleyip açmasını kentlilerimiz ile beraber beklemekteyiz. Açıldığı andan itibaren sosyal, kültürel ve ekonomik getirileri olacak ve bölge barışına katkı koyacak böyle bir projenin çeşitli sebeplerle geciktirilmesi Mağusa halkının tepkisine neden olmaktadır. (Bu arada Avrupa’daki en büyük tur operatörlerinden olan TUİ ile UNDP tarafından desteklenen Renewal projesi çerçevesinde güneyden kuzeye turist akışı konusunda görüşmeler gerçekleştirilmiş, turizmin Mağusa’nın güney ve kuzeyine karşılıklı fayda sağlayabileceği biçimde çalışılmıştır. Şu an yeni ekonomik fırsatlardan yararlanmak için ilgili paydaşlar yolun açılması beklenmektedir.)
Belediye hudutları içinde kalan bu yolun o veya bu şekilde, bir an önce açılmasını öncelikli olarak talep ediyoruz. Devletin her halükarda 2.7 km’lik alt yapıyı yapacak gücünün olduğuna da inanmak istiyoruz.
Mağusa bölgesi hem kuzeyde hem güneyde ciddi ekonomik darboğazlar yaşarken, işletmeler peş peşe iflas ederken, bölge gençleri diğer kentlere ve yurtdışına göç etmek zorunda kalırken daha fazla susup oturmak istemiyoruz.
Halihazırda İki Buçuk Mil (Akyar) geçiş kapısından Derinya’ya ulaşmak için 17 kilometre fazladan yol kat etmekteyiz. Halbuki Derinya Kapısı açılırsa 17 kilometre yerine 800 metre kat ederek Derinya ile Mağusa’yı buluşturmak mümkün olacaktır. Böylesi bir açılım mesafeleri kısaltırken, toplumlararası ilişkilerin pekiştirilmesine, insani ihtiyaçların daha kolay giderilmesine ve bölge esnafının mal ve hizmetlerini daha rahat pazarlamasına olanak sağlayacaktır.
Çözüm kadar geçecek dönemde, özellikle Mağusa’nın iki yakasında yaşayan Kıbrıslı Türklerle Rumlar karşılıklı güveni artırmaya acilen ihtiyaç duymaktadır. Bugünkü şartlarda, diyaloğu geliştirme ve işbirliğini güçlendirme ancak ve ancak kolay erişim sağlayacak bir geçiş noktasıyla mümkündür ki; o da Derinya kapısıdır.
Yakın zamanda Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi de Kıbrıs’ta geçiş noktalarının açılmasına yönelik çabalara destek vererek, geçiş noktalarının sayısının artırılmasının toplumlararası diyaloğa ve güvene olumlu katkı yaptığını vurgulamıştır.
Gerek uluslararası gerekse yerel dinamikler Derinya kapısının açılmasının gerekliliğine dikkat çekerken, bugün de bölgedeki halk ve sivil toplum olarak hep birlikte, yetkili makamların mazaret üretmesini bir yana bırakarak Derinya kapısının bir an önce açmasını talep diyoruz.
Okan Dağlı
Mağusa İnisiyatifi Aktivisti